(ANKARA) - ATO Yönetim Kurulu Başkanı Gürsel Baran, "Kamuda Tasarruf ve Verimlilik Paketi"ni değerlendirdi.  Baran, “Tasarruf kadar verimliliği artırıcı çalışmalar da enflasyonla mücadele sürecini destekleyecek hatta ülkemiz ekonomisine önemli ölçüde ivme kazandıracak, refahı yükseltecek, sürdürülebilir rekabeti sağlayacaktır” diye konuştu. 

Ankara Ticaret Odası (ATO) Mayıs Ayı Olağan Meclis Toplantısı, ATO Meclis Salonu’nda yapıldı. Toplantıda konuşan ATO Yönetim Kurulu Başkanı Gürsel Baran, yönetim kurulu çalışmaları hakkında bilgi verdi, güncel ekonomik gelişmeleri ele aldı ve ATO üyelerinin sorunlarını ve çözüm önerilerini dile getirdi.

ATO Yönetim Kurulu Başkanı Gürsel Baran, konuşmasında Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz ile Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek tarafından açıklanan "Kamuda Tasarruf ve Verimlilik Paketi"ni de değerlendirdi. Hükümetin tasarruf tedbirlerini ortaya koymasını, enflasyonla mücadele sürecinin yükünün paylaşılması açısından faydalı bir adım olarak nitelendiren Baran, “Enflasyonla mücadeleyi temel alan ekonomik programın, harcamaları kısmaya yönelik tedbirleri reel sektörümüzü etkiledi. Programın kamu ayağının tasarruf paketiyle şekillenmesinden memnuniyet duyduk. Tasarruf Paketi’nin, uygulanan ekonomi programını güçlendirerek, enflasyon başta olmak üzere ekonomik göstergeleri çok daha iyi seviyelere getireceğine, kamu maliyesini dolayısıyla da ülke ekonomisini en kısa sürede rahatlatacağına inanıyoruz” dedi.

Baran, Türkiye ekonomisinin gelişme ve ilerlemesini sürdürmesi için potansiyelini tam olarak ortaya koyması açısından tasarruf tedbirlerinin, verimliliğe yönelik çalışmalarla güçlendirilmesi gerektiğine de dikkati çekti. Baran, “Tasarruf kadar verimliliği artırıcı çalışmalar da enflasyonla mücadele sürecini destekleyecek hatta ülkemiz ekonomisine önemli ölçüde ivme kazandıracak, refahı yükseltecek, sürdürülebilir rekabeti sağlayacaktır” diye konuştu. 

Verimlilik artışının ekonomik büyümeye lokomotiflik yapabileceğini kaydeden Baran, sadece mali kaynaklar açısından değil, insan kaynağı açısından da verimlilik temelli yaklaşımın hayata geçirilmesi gerektiğini söyledi. Baran, “Bugün reel sektörün eleman bulamama sorunu en önemli gündem maddemiz halinde. Genç nüfusumuz varken eleman bulamıyorsak, insan kaynağımızı verimli değerlendirmenin yollarını aramamız gerekiyor. Nitelikli işgücü, iş dünyası için artık bir beka meselesi haline geldi. Eğitimde planlama yaparak insan kaynağını doğru yetiştirmemiz şart.  Ülkemizin bütün sektörlerinde gelecek projeksiyonları yapılarak, ihtiyaç duyulan alanlarda meslek eğitimine öncelik verilmeli” dedi.

"Avukat bulundurma zorunluluğu rekabetçiliğe zarar veriyor"

Konuşmasında reel sektörün sorunlarına ve çözüm önerilerine de yer veren Baran, sermaye tutarı 1 milyon 250 bin liranın üzerinde olan şirketlerin sözleşmeli avukat bulundurma zorunluluğu konusuna da değindi.

Hukuk fakültelerinden her yıl binlerce gencin mezun olduğunu ve avukatlık yapmaya başladığını ve ihtiyaçtan fazla avukat mezun edildiğini anlatan Baran, “Avukat bulundurma zorunluluğunu yerine getirmeyen işletmelerin aylık 40 bin lira ceza ödemesi gerekiyor. Avukat bulundurma zorunluluğu, üyelerimizi gereksiz maliyetlerle karşı karşıya bırakıyor. Şirketler ihtiyaç duydukları konularda zaten konunun uzmanı avukatlardan hizmet alıyor. Vergi sorunu varsa vergiyle ilgili uzman avukatla çalışıyor, alacak uyuşmazlığı varsa o konuyla ilgili avukatla sözleşme yapıyor. Süreklilik arz edecek bir avukatla sözleşme yapma zorunluluğu, şirketlere katkı sağlamadığı gibi hakkaniyet dışı, verimsiz bir şekilde gelir aktarımına neden oluyor. Belli bir sermayenin üzerindeki şirketlerimize getirilen bu tip zorunluluklar, şirketlerimizin rekabetçiliklerinin yanında istihdam yapmalarını ve büyümelerini de engelliyor” diye konuştu.

Konunun çözümü için ilgili kanuni düzenlemelerdeki “zorunda” ifadesinin kaldırılarak, avukat bulundurmanın isteğe bağlı hale getirilmesini öneren Baran, alternatif olarak, yeni kurulan şirketlerin avukat bulundurma zorunluluğundan bir yıl süreyle muaf tutulması, tasfiye, terkin ve konkordato sürecindeki şirketler ile 50 kişiden az çalışanı ve 50 milyon TL’den az yıllık net satış hasılatı olan anonim şirketlerin kapsam dışı bırakılması gerektiğini bildirdi.

 

 

Kaynak: anka